Kalkınmakta olan ülkemizde daha hızlı bir gelişme sağlanabilmesi için enerji ihtiyacının tam, zamanında ve ucuz karşılanması ve en önemlisi mevcut enerjinin en tasarruflu şekilde kullanılması büyük önem taşımaktadır.
Artan elektrik enerjisi taleplerinin karşılanması için büyük yatırım maliyetlerine, ileri teknolojiye ve yetişmiş insan gücüne ihtiyaç vardır. Standartlara uygun olmayan malzemelerin kullanılmasından veya teknolojiden yeterince faydalanılmamasından doğan kayıpların bedeli, tüketici tarafından ödendiği gibi can ve mal güvenliği açısından da büyük tehlikeler doğurmaktadır.
Bu riskleri ve kayıpları asgariye indirmek ve enerji sarfiyatını en optimum seviyede tutmak vazgeçilmez hedef olmuştur. Bu hedefi gerçekleştirmenin en etkili yolu; elektrik enerjisinin üretildiği, iletildiği, dağıtıldığı ve tüketildiği tüm elektrik tesislerinde, dağıtım ve iletim sisteminin kontrol altında tutulduğu ve en uygun senaryoya göre kumanda edildiği, enerji parametrelerinin izlenip sistemin takip altına alındığı otomasyon sistemleri kurmaktır.
Sistemin Avantajları
Bu sistem ile kontrol altında tutulan ve izlenen bir elektrik dağıtım sisteminin tüketiciye sağladığı en büyük kazanç; mevcut enerjinin en tasarruflu şekilde kullanılması, can ve mal güvenliği açısından da riskleri ortadan kaldırmasıdır. Bunun dışında sistemin avantajları şu şekilde sıralanabilir:
- Kontrol edilen elektrik dağıtım sistemine ait enerji parametreleri sürekli izlenebildiğinden enerji sarfiyatı kontrol altındadır.
- Sistemdeki tüm ekipmanların arıza durumları anında otomasyon sisteminden izlenebildiğinden arızaya zaman kaybetmeden müdahale söz konusudur.
- Son kullanıcının istekleri de göz önünde bulundurularak oluşturulmuş senaryoya göre çalışan otomasyon sistemi, saha ekipmanlarına hatasız kumanda edeceğinden dolayı insan insiyatifinde çalışan sistemlere oranla çok daha güvenli ve tehlikesiz olacaktır.
- Otomasyon sistemleri, insan hatalarını ortadan kaldırdığı gibi çok az sayıda bir personelle de kontrol altında tutulabilir. Sistemde çalışan senaryoya yük alma ve yük atma prosesleri dahil edilebilir. Bu da enerji sarfiyatını en optimum seviyede tutar.
- Aynı zamanda sistemdeki ekipmanın ömrünü uzatır. Yük alma ve yük atma prosesleri, elektrik üretim noktalarındaki (trafo/jeneratör) veya belli elektrik tüketim noktalarındaki yüke göre (çektiği akım veya güce göre) bu noktaları devreye alır veya çıkarır. Bu da enerji sarfiyatını minimuma indirir.
- Sisteme ait parametrelerin anlık değerlerinin izlenebilmesinin yanında geçmişe dönük değerlere de ulaşmak mümkündür. Bunları rapor halinde alabilme imkanı da mevcuttur. Böylece tüm tesisin performansı hakkında bilgi sahibi olunur ve gerekli tedbirlerin zamanında alınmasına imkan verir.
Son teknoloji ile kurulan otomasyon sistemleri, yazılım ve donanım olarak son derece açık sistemlerdir. Sonradan genişleyebilme ve değiştirilebilme özelliklerine sahiptir. Hatta başka sistemler de otomasyon sistemine entegre edilebilir.
Sistem Yapısı
Sistem üç ana kısımdan oluşmaktadır:
- Kontrol ve Kumanda Sistemi,
- Komut Gönderme ve İzleme Sistemi,
- Saha Kontrol Ekipmanı.
Kontrol ve Kumanda Sistemi
İstenilen kontrol senaryolarını gerçekleştiren birimdir. Bu birimler için çoğunlukla PLC (Programmable Logic Controller)’ler kullanılır. Sahadaki kontrol elemanlarından gerekli sinyalleri toplar ve üzerindeki yüklü programa göre sahaya komutlar gönderir.
PLC sistemine gelen dijital sinyaller; motorlu şalterlerin açık/kapalı ve termik arıza sinyalleri, otomatik/manuel sinyalleri, birtakım arıza sinyalleri gibi sinyallerdir.
Akım/gerilim/güç/güç faktörü çeviricilerinden gelen sinyaller ise analog sinyallerdir(4-20 mA, 0-10 VDC vs).
Enerji analizörleri parametre bilgilerini PLC’ye haberleşme hattı üzerinden gönderir. Haberleşme çoğunlukla RS-485 platformu üzerinden Modbus protokolü ile gerçekleştirilmektedir.
PLC sistemi sahadan gelen bu sinyallere göre motorlu şalterlere kumanda edecek dijital sinyaller üretir. PLC sistemlerinin avantajları şu şekilde sıralanabilir:
- Röleli kumanda devrelerindeki karmaşıklığı, eleman ekleme/çıkarma zorluğunu ortadan kaldırdığı gibi kolayca değiştirilebilme/geliştirilebilme özelliğine sahiptir,
- Uzun süre bakım gerektirmez,
- Hacim olarak daha az yer kaplar,
- Yüksek performanslıdır,
- Olumsuz endüstriyel ortamlarda ( tozlu, sıcak, nemli, gürültülü vs ) çalışabilme gibi özelliklere sahiptir.
- Kapasite artışı söz konusu olduğunda rahatlıkla genişleyebilme özelliğine sahiptir.
PLC’leri programlamak için kullanılan yazılımlar da, yazılım dünyasındaki gelişmelere paralel olarak kullanım kolaylığına ve çok geniş bir fonksiyon kütüphanesine sahiptir. Bu yazılımlar PC’lerde çalıştırılabilmektedir. Temel lojik ve aritmetik fonksiyonlara ek olarak özel geliştirilmiş fonksiyonları ve PID gibi özel kontrol algoritmaları da vardır. Bu nedenle PLC’ler lojik temele dayanan otomasyon sistemlerinden başka, geri beslemeli otomasyon sistemlerinde de rahatlıkla kullanılmaktadır.
Dijital modüllerin dışında analog-dijital, dijital-analog dönüştürücü modüller, pozisyon ve hız kontrolu için geliştirilen modüller, yüksek hızda sayıcı modüller, özel matematik işlemcili modüller gibi yüksek teknolojiye sahip modülleri vardır.
Özellikle orta ve büyük ölçekteki işletmelerde ihtiyaç duyulan uzak mesafeden kontrol, network (birden fazla PLC’nin birbirine bağlanması) gibi konularda da PLC’ler, gelişmiş haberleşme protokolleri ve modülleri vasıtasıyla son derece iyi çözümler sunmaktadırlar.
Komut Gönderme ve İzleme Sistemi
Kontrol ve kumanda sisteminin kontrolu altında bulunan tüm noktaların izlenebildiği ve kumanda edilebildiği bilgisayardan oluşmaktadır. Bilgisayarda, otomasyon sistemine izlenebilirlik, bir merkezden kumanda ve kontrol etme, rapor alma gibi özellikler kazandıran özel bir yazılım çalışır. Bu yazılımın genel ismi SCADA/HMI ( Supervisory Control and Data Acquisition /Human Machine Interface )’dır. Bu program PLC ile sürekli haberleşme içindedir. PLC-SCADA/HMI arasındaki haberleşmedeki tüm veriler, yaklaşık olarak, saniyede bir defa tazelenirler. Bilgisayar ya da SCADA/HMI uygulaması devre dışında ise, otomasyon sistemi çalışmasında bir aksaklık meydana gelmez. Ancak bu süreç içinde haberleşme olmayacağı için, bilgisayarda veri ve alarm kaydı yapılamaz.
SCADA yazılımının başlıca özellikleri şöyle sıralanabilir:
- Saha elemanlarına kumanda emri gönderme,
- Saha elemanlarının durumlarını izleme,
- Enerji parametrelerini izleme ve sabit diske kaydetme,
- Enerji parametre grafikleri
- Arızaları takip etme,
- Alarm gruplaması ve yönetimi,
- Sesli ve grafik animasyonlarla operatörü uyarma,
- Rapor oluşturma ( geçmiş tarihlerde de alabilme imkanı ),
- Analog değerlerin zamana göre değişim eğrilerini oluşturma,
- 100 ayrı şifreleme seviyesi ile yeterli derecede güvenlik,
- Genişleyebilme, network’a bağlanabilme.
Alarm izleme
Operatör, sisteme ait tüm arızaları bilgisayardan on-line takip edebilmektedir. Arıza ile ilgili açıklayıcı bilgiler (oluştuğu zaman, yer, operatör, giderildiği zaman, açıklama) operatöre sunulmakta ve yetkili mühendisin sonradan inceleyebilmesi ve yazıcıdan kağıda dökebilmesi için sabit diske kaydedilmektedir. Ayrıca alarmların tesisteki ünitelere göre gruplanması da mümkündür.
Raporlama
Raporlama için belirlenen tüm bilgiler, sabit diske kayıt edilmektedir. Kapsamlı raporlar bu bilgiler kulalnılarak alınmaktadır. Raporlara ek olarak hedef değer-gerçek değer karşılaştırması yapılmakta ve tesisin performansı ortaya çıkarılmaktadır.
Trendler
Sahadaki analog değerlerin zamana göre değişim eğrileri (trendler), anlık ve geçmişe dönük olarak alınabilmektedir.
Faturalama
Tesisin alt birimlerinin tükettiği enerji, bu birimlere farklı birim fiyatlarla ve indirimlerle fatura edilebilir. Faturalama opsiyonuna istenilen bir çok parametre daha ilave edilebilir.
Güvenlik
SCADA sisteminde yeterli derecede güvenlik sağlanmıştır. Tesis dışı üçüncü şahısların sisteme girmesi, 100 ayrı şifreleme seviyesi imkanı ile engellenmiştir. Operatörler, sadece kendilerine izin verilen işlemleri gerçekleştirebilirler. MS-DOS ve Windows ortamlarına geçiş engellenmiştir.
Saha Kontrol Ekipmanı
Motorlu Şalter
Tesislerde elektrik üretim noktalarının ( trafo ve jeneratör ) çıkışına ve elektrik dağıtım sistemindeki enerji tüketim noktalarının girişine kurulan kompakt şalterler, birtakım ek donanımlar ilave edilerek otomasyon sistemine entegre edilir.
Son yıllarda özellikle otomasyon sistemine kolayca entegre edilebilecek şekilde üretilen kompakt şalterler, son derece güvenli ve her türlü ihtiyaca cevap verecek niteliktedirler. Birbirinin aynı birkaç kesme ünitesinden oluşurlar. Kısa devre durumunda bunların iç tasarımı, özellikle de döner kontak hareketi, son derece hızlı kontak tepmesine ve bunun sonucu olarak da kısa devre akımının sınırlanmasına yol açar. Ayrıca kısa devre durumunda açtırma ünitelerindeki hava basıncının artması, doğrudan devre kesici açtırma mekanizmasını işletir. Bu teknikle, yanıt süresini yaklaşık 1000 ms’ye düşüren çok hızlı bir kesme sağlanmış olur.
Kompakt şalterler, çok yüksek akım sınırlama kapasiteleri sayesinde kısa devre akımlarını ortaya çıkar çıkmaz “bastırır” ve böylece kısa devrelerin genellikle yol açtığı yıpranmalardan (kendileri de dahil olmak üzere) tüm elektrik gereçlerini etkin bir biçimde korurlar.
şaltere kolayca eklenebilen komple bir aksesuar seti kullanılarak, çıplak kabloların, kablo pabuçlarının ve baraların, soketli ve çekmeceli versiyonların önden ve arkadan bağlanması da dahil olmak üzere çok sayıda bağlantı olanağı mevcuttur.
Kompakt şalterlerin otomasyon sistemine entegre olabilmesi için ihtiyaç duyulan ek donanımlar şunlardır:
- Yalıtım izleme modülü (bir yük devresindeki yalıtımın azalmasını saptar ve gösterir).
- Şalterler, motor mekanizması ile donatıldıklarında uzaktan ya da otomatik olarak kumanda edilirler. Motor mekanizmalarının 50.000 çalışma çevrimine kadar mekanik ve 30.000 işleyişe kadar da elektriksel dayanıklılığı vardır. 80 ms’nin altında olan kapama süresi sayesinde her türlü uygulamaya ve özellikle de ek kaynakların senkron kuplajına uygundur. Ayrıca motor mekanizması şaltere takıldığında elle çalıştırma özellikleri değişmez.
- Motorların yanıt süresi; açarken 500 ms’nin, kapatırken 80 ms’nin ve yayın kurulması ise 1000 ms’nin altındadır.
- Şalterin arıza ve çalışma durumlarını otomasyon sistemine dahil etmek için birtakım anahtarlar şaltere monte edilir. Bunlar;
- Şalterlere toprak-hata koruması eklemek için kaçak akım röleleri kullanılır. Toprak hatasından kaynaklanan açılmaların uzaktan izlenmesi için de SDV yardımcı anahtarı takılır.
- Şalter kontaklarının konumunu gösteren OF (açık/kapalı) anahtarı takılır.
- Şalterin aşırı yük, kısa devre, gerilim bobinin ya da açtırma butonunun çalıştırılması gibi nedenlerle açılmış olduğunu göstermek için SD (açılma sinyali ) veya SDE ( hata sinyali ) anahtarı takılır.
- Şalterlerin uzaktan kumandası için şaltere gerilim bobini takılır. Bunlar MN ( düşük gerilim bobini ) ve MX ( şönt bobini ) bobinleridir.
- MN bobininde kontrol gerilimi açtırma eşiğinin altına düştüğünde şalteri açtırır. Açtırma eşiği anma geriliminin 0.35 ile 0.7 katı arasında olabilir. Gerilim, anma geriliminin 0.85 katını aştığı zaman da şalter kapanır. Ayrıca bu bobin, geçici gerilim düşmelerinden kaynaklanan gereksiz açılmaları da önler.
- MX bobininde ise kontak gerilimi anma geriliminin 0.7 katının üzerine çıkınca şalteri açtırır. Bobinlerin yanıt süresi 50 ms’nin altındadır.
- Bu donanımların dışında şalterlere isteğe göre bazı ilaveler daha yapılabilir;
- Gerilim göstergesi (şalterin terminallerine güç verildiğini saptar ve gösterir),
- Akım transformatörü (faz akımlarını ölçer),
- Ampermetre modülü (fazlardan herbirindeki akımı ölçer ve gösterir),
Çevirici (Transducer)
Enerji dağıtım sistemindeki gerekli ve istenen noktalardaki gerilim/akım/güç/güç faktörü gibi parametrelerin izlenmesi için kullanılırlar.
Akım ve gerilim çeviricileri; bağlandığı noktada akım ve gerilim değerleriyle orantılı bir DC akım üretirler. Çıkış, akım kaynağı özelliğinde olup çıkış akımı maksimum yük direncini aşmamak kaydıyla çeviricinin yük direncinden bağımsızdır.
Akım çeviricide ölçme girişine ana akım trafolarının sekonderi bağlanır ve ana akım trafolarından alınan akım bilgisi çeviricinin içindeki akım trafosu yardımıyla akımla orantılı bir AC gerilime dönüştürülür. Gerilim çeviricide ise akım trafosu yerine bir gerilim trafosu bulunur.
Gerek akım gerekse gerilim trafosu, çeviricinin elektronik devreleri ile elektrik şebekesi arasında hem galvanik bir izolasyon sağlanır, hem de akım ve gerilim değerleri elektronik devreler için uygun seviyeye dönüştürülür.
Ölçü trafolarının çıkışında elde edilen ölçülecek akımla veya gerilimle orantılı AC gerilim bilgisi önce filtre edilir ve sonra da doğrultulur ve tekrar filtre edilir. Filtre çıkışındaki DC gerilim, çıkış amplifikatörüne verilir. Bu amplifikatör, girişindeki DC gerilimle orantılı DC akım üreten bir akım kaynağı özelliğindedir. Bunun çıkışı, aynı zamanda çeviricinin de çıkışı olup otomasyon sistemi için gerekli olan 4-20 mA üretir.
Güç çeviricileri; aktif ve reaktif güç çevirici olmak üzere iki türlüdür. Her iki çevirici de trifaze bir elektrik şebekesindeki aktif ve reaktif güçle orantılı bir DC akım üretirler.
Her iki çevirici de çift wattmetre yöntemiyle aktif ve reaktif gücü ölçerler. Yani çevirici içinde iki adet wattmetre bulunur. Ayrıca yine çevirici içinde her wattmetre için akım ve gerilim trafoları bulunur. Bu trafolar, çeviricinin elektronik devreleri ile şebeke arasında hem galvonik bir izolasyon sağlar hem de sinyalleri elektronik devreler için uygun bir seviyeye dönüştürür. Bu şekilde wattmetreye gelen akım ve gerilim bilgileri, time-division multiplication prensibiyle çarpılarak güç ölçülür. Her wattmetrenin çıkışında güçle orantılı bir DC gerilim oluşur. Bu gerilimler,aktif güç çeviricisinde toplanarak, reaktif güç çeviricisinde ise farkı alınarak bir alçak geçiren filtre üzerinden çıkış amplifikatörüne verilir. Bu amplifikatörün çıkışıda çeviricinin çıkışı olup otomasyon sistemi için gerekli olan 4-20 mA sinyal verir.
Güç faktörü çeviricisi ise tesisdeki güç faktörünü ( cosF), hem endüktif hem de kapasitif bölgelerde 0.1 ile 1.0 arasında ölçer.
GF çevirici, ana hatlarıyla bir Analog/Dijital çevirici ve bir yön belirleyiciden oluşur.
GF çeviricisi, üç fazlı bir sistemde fazlardan herhangi birinin gerilimi ile o faza ait akım arasındaki faz açısının cos’ünü alır. Çevirici de akım kare dalgaya çevrilerek genliği sabit hale getirilir. Gerilim ise belli aralıkdaki değişmelerde genliği sabit hale getirilir. Ve bu iki bilgi U*I*cosF’yi alan bir çarpma devresine verilir. U ve I sabit olduğundan çarpma devresinin çıkışında elde edilen gerilim, tamamen cos ile orantılı ve lineerdir. CosF ile orantılı bu gerilim, Analog/Dijital çevirici ile sayısal hale dönüştürülüp çeviricinin göstergesine gönderilir.
GF çeviricideki yön belirleyici ise yükün kapasitif veya endüktif olduğunu tespit eder.
Enerji Analizörü
Tek ve üç fazlı elektrik sistemlerinde AC sinyalleri ölçmek ve izlemek amacıyla kullanılır. Bu sinyaller; gerilim, akım, aktif/reaktif/görünür güç ve tüketimi, ortalama aktif/reaktif/görünür güç, güç faktörü, frekans, her faz için tepe faktörü, ani sıçramalar gibi sinyallerdir.
PC, PLC gibi akıllı birimlere bilgi aktarımı için standart haberleşme protokollerine (RS232, RS485) uygun haberleşme kanalları mevcuttur. Ağ ortamına çok sayıda cihaz bağlanabilir. Elektriksel parametreleri ağ ortamına göndermesinin yanında, harcanan ve üretilen aktif enerji miktarı ile endüktif ve kapasitif reaktif enerji miktarını ölçüp, bu miktarların niceliği ile orantılı darbe çıkışları verebilir. Bir çok ölçü aleti, röleler, çeviriciler gibi cihazların yerine kullanılabilir. Programlanabilme özelliği ve raporlama opsiyonu da mevcuttur.
Ayrıca bazı tiplerinde birden fazla terim opsiyonu vardır. Enerji tasarrufuna yönelik bu fonksiyon, bir günü zaman dilimlerine böler. Bu zaman dilimlerinde enerji tüketim fiyat tarifeleri farklıdır. Bu tarifelere göre optimum enerji tüketim planı çıkarılır ve uygulanır. Peryotlar cihazın saatine göre programlanabilir ya da harici kontaklar bu iş için kullanılabilir.
Enerji Sayacı
Tek ve üç fazlı elektrik sistemlerinde dağıtım noktalarının enerji tüketimini tek merkezden izlemek amacıyla kullanılır. Digital sayaçlar, enerji tüketimi ile orantılı olarak darbe çıkışları verir. Bu darbeler bir darbe toplayıcı ya da PLC ile toplanırlar. Enerji tüketim miktarı toplanan darbeler kullanılarak hesaplanır. Programlanma özelliği ile, bir darbenin tekabül ettiği enerji sarfiyatı kWh biriminden belirlenir ve cihaza yüklenir.
Bazı tiplerinde birden fazla terim opsiyonu vardır. Enerji tasarrufuna yönelik bu fonksiyon, bir günü zaman dilimlerine böler. Bu zaman dilimlerinde enerji tüketim fiyat tarifeleri farklıdır. Peryotlar cihazın saatine göre programlanabilir.
Reaktif Güç Kontol Rölesi
Mikroişlemci kontrollü otomatik güç faktörü (GF) regülatörüdür. Üç fazlı düşük gerilimde (220, 380, 415 VAC) ve aynı zamanda yüksek gerilimde, akım ve gerilim trafoları kullanılarak çalıştırılabilir. Kondansatör kademelerinin optimum kullanımını sağlar. Tek fazlı sistemler için olanı da mevcuttur.
Cihaz, yükün çektiği reaktif gücü ölçer ve mikroişlemci de cos ‘yi ayarlanan değerde tutmak için gerekli kondansatör kademelerini devreye alır ya da devreden çıkarır. Regülasyon ve alarm sistemleri son derece hassastır. Harmonik limitini hiçbir zaman kondansatörler için tehlike oluşturacak miktara çıkarmaz.
Aşırı gerilim, aşırı harmonik, aşırı rezonans, ısı korumaları ve alarmları ile yetersiz kompanzasyon ve arızalı ya da güç kaybına uğramış kondansatör alarmları mevcuttur.
Mikroişlemci kontrollü ölçme ve koruma röleleri
Farklı uygulamalarda koruma amaçlı kullanılır. Rölelerin koruma aralıkları kullanıcı isteği doğrultusunda programlanabilir. Koruma özelliğinin yanısıra, bağlandığı noktadaki bir çok elektriksel parametreyi ölçer (gerilim, akım, GF, aktif/reaktif/görünür güç). Bilgisayara bağlanabilmesi için standart haberleşme protokollerine uygun kanalları mevcuttur. Bazı tipleri şunlardır:
- Akım röleleri
- Üç faz aşırı akım + toprak kaçağı,
- Üç faz aşırı akım + toprak kaçağı + çift ayar,
- Üç faz aşırı akım + yönlü toprak kaçağı,
- Termik üç faz aşırı akım + toprak kaçağı + dengesizlik,
- Yönlü üç faz aşırı akım + yönlü toprak kaçağı, vs.
- Gerilim röleleri
- Üç faz aşırı/düşük gerilim + aşırı/düşük frekans,
- Gerilim ve frekans kontrol rölesi, vs.
- Komple motor koruma rölesi
- Generatör koruma röleleri
- Üç faz termal aşırı gerilim + aşırı akım + dengesizlik + stator toprak kaçağı + alan kaybı + ters güç, vs.
Harmonik sorunu ve çözümü
Enerjinin üretildiği, dağıtıldığı ve tüketildiği tüm tesislerde ideal olan, akım ve gerilimin 50 Hz frekansta ve sinüsoidal dalga şeklinde olmasıdır. Fakat bazı yükler, karakteristiklerinden dolayı çeşitli frekans seviyelerinde akım ve gerilim (harmonik) oluştururlar. Kesintisiz güç kaynakları, DC motorlar, AC sürücüler, ark ocakları, ofis ekipmanı (PC, yazıcı, vs), elektronikbalastlı armatürler bu yüklere örnek verilebilir. Harmoniklerin önemli zararlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Kondansatör kademelerinin sigortası atar,
- Elektromekanik cihazlar ısınır,
- Termik manyetik şalter ve röleler anormal stop eder,
- Ateşleme devreleri anormal çalışır,
- Enerji nakil hatlarında dalgalanmalar meydana gelir,
- Haberleşme sistemlerinde endüktif etkiler oluşur,
- Sistemlerde rezonans oluşur ve şebekeden aşırı akım çekilir,
- Makinalarda mekanik titreşimler oluşur,
- Bilgisayar terminallerinde gürültü oluşur.
Standart akım ve gerilim ölçü aletleri, 50 Hz’lik şebekeden çekilen akım ve gerilimi gösterir fakat farklı frekans seviyelerinden çekilen akım ve gerilimi, sağlıklı olarak göstermez. Bu sebeple de tüketilen akım ve gerilim hakkında doğru bilgi elde edilemez. Ayrıca bu harmonikler enerji tüketiminin artmasına da sebep olur.
Harmonik filtrasyon ve kompanzasyon sistemleri ile bu olumsuzluklar kontrol altına alınır ve giderilir. Harmonik filtrasyon ve kompanzasyon sistemlerindeki harmonik analizörler, belli harmonik seviyesine kadar her seviyedeki akım, gerilim ve bunların içindeki bozulma yüzdelerini saptar. Akım ve gerilim dayanımı yüksek kondansatör grupları ve yüksek akım mertebelerinde endüktif özelliğini kaybetmeyen anti-harmonik reaktörler (endüktans bobinleri) ile filtrasyon ve kompanzasyon sistemleri kurulur. Ayrıca yine bu sistem içinde yer alan reaktif güç kontrol rölesi ile de harmonik ve rezonanslar ölçülür, kontrol edilir ve sistem korunur.